MUTLU AİLE HUZURLU TOPLUM

🌹MUTLU AİLE HUZURLU TOPLUM 🌹(6)
Ailede Nitelikli Vakit Geçirme Bilinci:
Akıllı telefon, televizyon vb. hiçbir şeyle meşgul olmadan sadece muhatabının gözlerine bakarak onunla konuşmak ve dinlemektir nitelikli beraberlik. Burada odaklanmak, bedenin
burada olduğu gibi başka bir şey düşünmeden anı yaşamak gerekir.
Aile bireyleriyle nitelikli on beş dakika geçirmek, ilgisiz bir şekilde iki saat geçirmekten daha etkilidir. Mesela, hanımı kocasına bir şeyler anlatıyor, o da telefonuyla meşgul, dinliyormuş gibi yapıyor ama aklı başka yerde. Aynı şekilde, adam hanımıyla muhabbet etmek istiyor ama kadın televizyondaki diziye bakmakla meşgul.
Her akşam, belli bir saatte akıllı telefonları ve televizyonu kapatıp kitap okuyarak, konuşarak nitelikli beraberlik sağlanmalıdır. Eğer bu yapılmazsa zamanla aynı mekânda ama ayrı
dünyalarda yaşayan aile bireyleri oluruz.
Sabah ve akşam yemeklerinin beraberce yenmesi ailede muhabbetin sağlanmasına vesile olur. Burada ki kasıt sadece mideyi doyurmak değil, hoş sohbet ile beraber gönülleri yapmaktır.
Sofra beraberliği sevgiyi besleyen unsurlardandır.
Aile fertlerinin hep beraber sofraya oturması, yemek yerken birbirleriyle günlerini nasıl geçirdiklerine ve başka konulara dair muhabbet etmeleri aile içi iletişimde çok önemlidir.
Burada özelikle hanımefendilere yönelik bir hatırlatmamız olacak. Evi evirip çeviren hanımlardır. Kocasının hem aile hayatında hem de güzel yemeklerle gönlünü hoş tutması, onun rızasını alması saliha kadınların vasıflarındandır.
İmkân ve zaman buldukça ailecek camiye, mesire alanlarına, konferansa, sohbete vb. gitmek, aile içi iletişim ve muhabbetin oluşması için çok önemli bir faaliyettir. Eşler ve çocuklar için güzel hatıralar biriktirmek gerekir. Rasûlullah Efendimiz, zaman zaman Hz. Aişe’yi (r.a.), birlikte seyretmek için deve güreşlerine götürüyor bazen de kendisiyle koşu yarışı yapıyordu. Bizlerin de Nebiyy-i Zîşân Efendimizin bu örnekliğinden alacağımız çok dersler var. Burada da özellikle beyefendilere önemli görevler düşüyor. Hanımını ve çocuklarını devamlı evde bırakmak doğru değildir. Helal ve meşru bir şekilde ailemizle beraber sosyal faaliyetlere katılmalıyız. İmkân varsa hacca veya umreye gitmek, kutsal topraklarda Kâbe’de, Mescid-i Nebevî’de ve diğer ziyaret yerlerinde beraberce ibadetler yapıp dua etmek gerekir.
Yine ailecek yapılması gereken en önemli amel, akraba ve komşu ziyaretleridir.
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Allah’a kulluk edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve böbürlenip duran kimseyi asla sevmez.” (Nisâ, 36)
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Ahirette cezasını ayrıca vermekle beraber, dünyada Allah-u Teâlâ’nın çabucak cezalandırmasını en fazla hak ettiren
günahlar, zulüm ve akrabayı ihmal etmektir.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 43)
“Akrabasıyla ilgisini kesen kimse cennete giremez.”
(Buhârî, Edeb, 11; Müslim, Birr, 18-19)
Özellikle kış akşamları çaylarımızı yudumlarken ailemizle birlikte kitap okumalıyız. Unutmayalım ki, “Kitap okumak hobi değil, ihtiyaçtır.”
Kur’an-ı Kerim, ilmihâl ve siyer okumalı, özellikle Riyâzü’s-sâlihîn’i ailecek bitirmeliyiz. Her gün, bazen iki güne bir, hiç olmazsa cuma akşamları beraberce kitap okumalıyız. Bir evin
fertleri kitap okumuyor ve devamlı televizyon ve akıllı telefon ile meşgul oluyorsa burada eğitimden söz edemeyiz.
Karşılıklı sohbet etmek, bazen bir kitap okuyup tefekkür etmek bazen de gündelik hayattan konuşmak gerekir. Bütün aile fertlerinin sohbete, ilgiye ve muhabbete ihtiyacı vardır.
(Abdulkerim Temizcan)