Ramazan Oğuz
|
|
« : 17 Mart 2007, 23:46:00 » |
|
Tarihe altın harflerle yazılan Çanakkale Deniz Zaferi’nin 92. yıldönümünde kahraman şehitlerimizi şükran ve rahmetle anıyor, milletimizin bu onurlu gününü kutluyorum.
|
|
|
Logged
|
|
|
|
Reşat ( Hüseyin Oğuz)
Aliçerçili
Offline
Sülale: Karalar
Mesaj Sayısı: 191
|
|
« Yanıtla #1 : 18 Mart 2007, 01:10:30 » |
|
Çanakkale Zaferini kazanarak, vatanı ve bayrağı için şehit olan kahraman MEHMETÇİKlerimizi minnet ve şükranla anıyoruz. Aziz ruhları şad olsun.
|
|
|
Logged
|
|
|
|
Mehmet Akif Oğuz
Aliçerçili
Offline
Sülale: Karalar
Mesaj Sayısı: 89
|
|
« Yanıtla #2 : 18 Mart 2007, 11:41:03 » |
|
Çanakkale Zaferi
Şanlı tarihimizdeki kahramanlık destanlarından biri de Çanakkale Zaferidir. Bu zaferin milletimizin tarihinde ayrı bir yeri ve önemi vardır. Bu büyük olay, âdetâ bu gün meydana gelmiş gibi hafızamızda taze ve canlıdır.
Çanakkale Zaferi, Birinci Dünya Savaşında kahraman askerlerimizin, cihanı hayrete düşüren bir îman ve kahramanlık destanıdır. Bu zafer, milletimizin, iman ve azminin, metanet ve gücünün açık bir göstergesidir.
Çanakkale Zaferi; ırkları, renkleri ve dilleri değişik çeşitli milletlerden oluşan; düşman ordularının Müslüman milletimizi yok etmek amacıyla karadan, denizden ve havadan üzerimize saldıran bir iman-küfür mücadelesidir.
Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa, Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa, Cehennem olsa gelen bağrımızda söndürürüz, Bu yol ki hak yoludur, dönme bilmeyiz yürürüz.
diyerek bütün gücüyle düşmana karşı koyan milletimizin destanıdır.
Anafartalar Komutanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, Çanakkale’deki askerimizin manevi gücünü şöyle anlatıyor:
“Karşılıklı siperler arası sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamayarak kâmilen şehit düşüyor. İkinci siperdekiler onların yerine geçiyor. Fakat ne kadar gıpta edilecek itidal ve tevekkül ki, ölenleri görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiçbir tereddüt bile göstermiyor, sarsılmak yok!... Okuma bilenler ellerinde Kur'an-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, şâyân-ı hayret bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.”
Çanakkale Zaferi, vatanı , bayrağı, milleti, dini ve devleti için canını Allah yolunda feda eden, böylece Allah rızasına eren şehitlerin destanıdır.
Çanakkale Zaferi, anaların biricik evladını, şefkat ve muhabbetle bağrına basıp;
Oğul, seni yetiştirdim, hizmet eyle vatana Ak sütümü helal etmem saldırmazsan düşmana
diyerek cepheye uğurladığı; oğulun da anasının elini öperek;
Hakkını helal et şefkatli ana Canım feda olsun kutsal vatana
diyerek karşılık verdiği, cefâkâr analar ile yiğit ve kahraman Mehmetçiklerin destanıdır.
|
|
« Son Düzenleme: 18 Mart 2007, 16:08:50 Gönderen: MehmetAkifOğuz »
|
Logged
|
|
|
|
Karalar
Aliçerçili
Offline
Sülale: karalar
Mesaj Sayısı: 1321
|
|
« Yanıtla #3 : 18 Mart 2007, 11:49:13 » |
|
|
|
|
Logged
|
|
|
|
Hüseyin Ertuğrul Oğuz
Aliçerçili
Offline
Sülale: Karalar
Mesaj Sayısı: 132
|
|
« Yanıtla #4 : 18 Mart 2007, 16:47:50 » |
|
Çanakkale Zaferini kazanarak, vatanı ve bayrağı için şehit olan aziz MEHMETÇİK'leri minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhları şad olsun...
|
|
|
Logged
|
|
|
|
H. Kübra Oğuz
Aliçerçili
Offline
Sülale: Karalar
Mesaj Sayısı: 918
|
|
« Yanıtla #5 : 18 Mart 2008, 08:03:23 » |
|
Bugün bu aziz vatanda her türlü tehlikeden uzak, güven ve huzur içinde yaşayan bizler, tüm şehitlerimize ve gazilerimize minnet ve şükran duygularıyla dolu olmalıyız. Yeni nesilleri bu duygularla yetiştirmeliyiz
Bu vatan için yüz binlerce şehit verilmiştir. Aziz şehitlerimiz vatanları uğruna canlarını seve seve feda etmekten çekinmemişlerdir. Mehmetler, Hasanlar, Yahya Çavuşlar, Seyit Ömerler ve adını burada sayamadığımız binlerce kahraman vatan evladı, üzerlerine düşen görevlerini hakkıyla ifa etmişlerdi
Her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış bu aziz vatanımız, büyük fedakârlıklarla kazanılmıştır. Yüce Türk milleti, bu değerler uğruna, kendisine yakışan konumda kalabilmek için tarih boyunca varlığına kasteden düşmanlarıyla savaşmak zorunda kalmıştır. “Ölürsem şehit, kalırsam gazi” inancı, Müslümanların zorlu savaşlarda galip gelmelerinde belirleyici bir etken olmuştur. Böylece kendilerinden sayıca çok üstün durumda bulunan ordulara karşı pek çok zaferler elde etmişlerdir. Tarihin dönüm noktalarına konulan muhteşem imzalardan birisi de Çanakkale Zaferi’dir. Çanakkale Zaferi, Türk milletinin tarihinde kazandığı en büyük zaferlerden biridir. Bu zaferin millî mücadelemize de önemli katkıları olmuş ve bağımsız Türkiye’nin temelleri, kazanılan bu üstün zaferin sonucunda atılmıştır. Çanakkale Zaferi, vatanı, milleti, bayrağı, dini ve devleti için canını feda eden, kanlı gömleğiyle toprağa giren ve Hakk’ın rızasına ulaşan şehitlerin destanıdır. Çanakkale Zaferi, Mehmetçiğin çelik siperlerin yerine göğsünü gerdiği, merminin bittiği yerde süngüsünü, süngünün olmadığı yerde de yumruğunu, yüreğini kullandığı fedakârlık destanıdır. Anafartalar Komutanı Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’deki askerimizin manevî gücünü şöyle anlatıyor:“Siperler arasıdaki mesafe sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler hiçbiri kurtulmamacasına kâmilen düşüyor. İkinciler onların yerine geçiyor. Fakat ne kadar gıpta edilecek bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir korku ve endişe göstermiyor, sarsılmak yok. Okuma bilenlerin elinde Kur’an-ı Kerim cennete gitmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime i şahadet getirerek yürüyorlar. Emin olunuz ki, Çanakkale Savaşlarını kazanan bu yüksek ruhtur.” Kahraman Türk askerleri, düşmanlarına karşı vatanını savu-nurken kanının son damlasına kadar savaşmıştır. Ancak bunu yaparken Kur’an ve Hz. Peygamber’in sünnetine bağlılığın bir göstergesi olarak, vatanı kurtarma hedefine ulaştıktan sonra yaralı düşman askerine merhamet duygularıyla davranmayı da ihmal etmemiştir.
Bugün bu aziz vatanda her türlü tehlikeden uzak, güven ve huzur içinde yaşayan bizler, tüm şehitlerimize ve gazilerimize minnet ve şükran duygularıyla dolu olmalıyız. Yeni nesilleri bu duygularla yetiştirmeliyiz.
Çanakkale Savaşları’na katılan Fransız General Guro’nun tanıklık ettiği şu enteresan olay, bu konuda söylenebilecek her şeyi ortaya koymaktadır: “Fransızlar, Türkler gibi mert bir milletle savaştıkları için çocuklarınızla daima iftihar edebilirsiniz. Savaşın bittiği biranda, yaralı ve ölülerin arasında dolaşıyorduk. Az önce, Türk ve Fransız askerleri süngü süngüye gelip ağır kayıplar vermişlerdi. Bu sırada gördüğüm bir hadise-yi ömrüm boyunca unutmaya-cağım. Yerde bir Fransız askeri yatıyor, bir Türk askeri kendi gömleğini yırtmış, onun yaralarını sarıyor, kanlarını temizliyordu. Tercüman vasıtasıyla bir konuşma yaptık. Niçin öldürmek istediğin askere şimdi yardım ediyorsun? Mecalsiz hal deki Türk askeri şu karşılığı verdi: Bu Fransız yaralanınca yanıma düştü. Cebinden yaşlı bir kadın resmi çıkardı. Bir şeyler söyledi. Anlamadım. Ama herhalde annesi olacaktı. Benim ise kimsem yok. İstedim ki, o kurtulsun, anasının yanına dönsün.
Bu asil duygu karşısında ağ-lamaya başladım. Bu sırada, emir subayım Türk askerinin ya-kasını açtı. O anda gördüğüm manzaradan yanaklarımdan sızan yaşların donduğunu hisset-tim. Çünkü Türk askerinin göğsünde, bizim askerinkinden çok daha ağır bir süngü yarası vardı ve bu yaraya bir tutam ot tıkamıştı. Çok geçmeden her ikisi de öldü.”Bu vatan için yüz binlerce şehit verilmiştir. Aziz şehitlerimiz vatanları uğruna canlarını seve seve feda etmekten çekinmemişlerdir. Mehmetler, Hasanlar, Yahya Çavuşlar, Seyit Ömerler ve adını burada sayamadığımız binlerce kahraman vatan evladı, üzerlerine düşen görevlerini hakkıyla ifa etmişlerdi. Aynı zamanda aziz şehitlerimiz, milletçe karşı karşıya olduğumuz her türlü problemin; dinî, millî, tarihî, kültürel… Değerlerimizden aldığımız güçle ve ortak bilinçle çözebileceğimizi de bizlere göstermiş olmaktadırlar. Çanakkale vatanın her bölgesinden gelen insanımızın yekvücut olmasıyla gerçekleşmiş bir zaferdir. Bu bir vatanın evlatlarının yüreklerinin aynı noktada çarptığında bütün imkânsızlıklara rağmen neleri başarabileceğinin bir göstergesidir. Bugünde aynı ruh canlı kaldığı sürece milletçe üstesinden gelemeyeceğimiz problem yoktur. Bugün bu aziz vatanda her türlü tehlikeden uzak, güven ve huzur içinde yaşayan bizler, tüm şehitlerimize ve gazilerimize minnet ve şükran duygularıyla dolu olmalıyız. Yeni nesilleri bu duygularla yetiştirmeliyiz. Ey vatan kahramanları! Sizleri ve vatan uğruna verdiğiniz mücadeleyi asla unutmayacağız. Ruhunuz şad olsun!
|
|
|
Logged
|
|
|
|
Reşat ( Hüseyin Oğuz)
Aliçerçili
Offline
Sülale: Karalar
Mesaj Sayısı: 191
|
|
« Yanıtla #6 : 18 Mart 2008, 08:39:59 » |
|
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi. -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya- Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı' Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi! Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer, Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer. Yedi iklimi cihânın duruyor karşında, Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk: Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk. Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ... Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ! Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil, Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına. Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz... Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz. Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb, Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı; Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı; Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin; Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin. Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam, Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam. Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer; O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer... Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak. Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller, Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller. Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre. Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler... Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman? Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm? Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm.
Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler, Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer; Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi; 'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi. Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek. Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi... Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın? 'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın. Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb... Seni ancak ebediyyetler eder istiâb. 'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına; Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle, Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle; Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan, Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan; Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına, Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına, Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem; Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem; Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana... Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana. Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini, Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i, Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran... Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın; Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın; Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât, Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât... Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber. Mehmet Akif Ersoy
|
|
|
Logged
|
|
|
|
Karalar
Aliçerçili
Offline
Sülale: karalar
Mesaj Sayısı: 1321
|
|
« Yanıtla #7 : 18 Mart 2008, 09:23:15 » |
|
Nurlar icinde yatin Mustafa Kemal ve askerleri!!!! vatan sizlere minettar. Allah hepinizden razi olsun .
|
|
|
Logged
|
|
|
|
|
H. Kübra Oğuz
Aliçerçili
Offline
Sülale: Karalar
Mesaj Sayısı: 918
|
|
« Yanıtla #9 : 18 Mart 2008, 21:10:49 » |
|
Çanakkale'de şehit olan dedelerimizi rahmetle anıyoruz. Yattıkları yerler cennet mekan olsun. Allah'a , bizlere böyle dedelerin torunları olduğumuz için şükürler olsun.
|
|
|
Logged
|
|
|
|
Öksüz
Aliçerçili
Offline
Sülale: Bozkırlı
Mesaj Sayısı: 217
|
|
« Yanıtla #10 : 18 Mart 2008, 23:01:01 » |
|
Çanakkale geçilmez, gazi dede tutulmaz 18 Mart 2008 DHA 18 Mart Şehitler Günü Anma ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 93. yıldönümü coşkulu törenlerle kutlandı.
Tüm şehitlerimizin mekanları cennet olsun
|
|
« Son Düzenleme: 18 Mart 2008, 23:02:47 Gönderen: Öksüz »
|
Logged
|
Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür... Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür... Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür... Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür... Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür...
Gandhi
|
|
|
Ayşe Teke
|
|
« Yanıtla #11 : 19 Mart 2008, 10:15:43 » |
|
EMEGİNE SAGLIK ÖKSÜZ KARDEŞİM..RABBİM BU VATANIN KIYMETİNİ BİLENLERDEN ETSİN..VATAN DEYİNCE TÜYLERİM ÜRPERİR BENİM..RABBİM EZANIMIZI SUSTURMASIN BAYRAGIMIZI İNDİRTMESİN..ŞEHİTLERİMİZİ SIZLATMASIN..ONLARA LAYIK BİR MİLLET OLMAK DİLEGİYLE.RABBİM ŞEFAATLERİNE BİZLERİDE YAZSIN İNŞ..
|
|
|
Logged
|
Zaman, Birlikten Kuvvet Doğurma Zamanı Değil; Zaman, Tek Başına Dimdik Ayakta Kalabilmeyi Başarma Zamanıdır...!!!
|
|
|
Karalar
Aliçerçili
Offline
Sülale: karalar
Mesaj Sayısı: 1321
|
|
« Yanıtla #12 : 17 Mart 2009, 21:26:29 » |
|
Allah Mustafa Kemal Atatürk ve askerlerinden razı olsun.. Ruhları şad olsun.bizler sizlerin için ne kadar dua etsek azdır , vatan için , iman için , bayrak için şehit düşmüş gazi olmuş Mehmetçiklerimiz.
|
|
|
Logged
|
|
|
|
Sabiha Oğuz
Aliçerçili
Offline
Sülale: Karalar
Mesaj Sayısı: 276
|
|
« Yanıtla #13 : 18 Mart 2009, 08:38:00 » |
|
18 Mart Çanakkale Zaferinde destanlar yazan Aziz Şehitlerimizi bir kez daha minnet ve şükranla anıyorum.
|
|
|
Logged
|
|
|
|
Ali Rıza Özaslan
Aliçerçili
Offline
Sülale: Meyreli
Mesaj Sayısı: 1044
|
|
« Yanıtla #14 : 18 Mart 2009, 14:03:41 » |
|
Osmanlı,cihan devleti.Batının gözünde "hasta adam..."Kuzey Afrika'da Trablugarp,Yemen çöllerinden,Kafkaslara,Balkanlardan,Arabistan çöllerine,Medine müdafasına.Cephelerde geçen yıllar.
Ve Çanakkale Muharebeleri.Artık "hasta adam" bitti,Türkleri geldikleri Ortaasya'ya geri püskürtmenin hesablarının yapıldığı,yedi düvelin ordularının saldırı,imha etme planları.Bütün bunlara galip gelecek Allah'ında bir hesabı vardı.
"Galip et Ya Rab! İslamın son ordusu bu..."
Koca Akif'in ağzından destanları yazılan bu orduyu galip edecektir,Yüce Yaratan.Bütün olumsuzluklara rağmen,harp tekniği,bilgisi,becerisi,cesareti ve bütün bunların ötesinde,İman gücü.
Yedi düvelin müstemlekelerinden getirdiği Müslüman askerler,çarpıştıkları ordunun siperlerinden Allahüekber nidalarını duyunca,saf değiştireceklerdir.
Seyyit Onbaşalar,Yahya Çavuşlar,Yarbay Mustafa Kemaller.Adeta zaferi hazırlayan kahramanlar ordusu.
Çanakkale Zaferi,İstiklal harbimizin zafer muştularının da habercisi gibiydi.
Kahraman Ordularımızı,minnet,şükran ve rahmetle yad ediyorum.
"Ey Şehitoğlu Şehit,isteme benden makber, Sana ağucunu açmış bekliyor Peygamber..."
|
|
|
Logged
|
Kulluğun İdrakinde / Kul Olmadık Mevlaya
|
|
|
|